Merhaba Arkadaşlar bu yazımızda sizler için Tunalı Hilmi Caddesi'ne gittik ve sizin için birçok şeyi derledik. Siz de eğer bizimle bu yolculukta Tunalı Hilmi hakkında bilgi edinmek isterseniz sayfayı aşağı çekip merak ettiğiniz ne varsa öğrenebilirsiniz. Şimdiden keyifli okumalar.
Meşhur Tunalı Hilmi Caddesi'ni Bir de Bizimle Gezin..
Merhaba sevgili Ankara sevdalısı okurlarımız, bu yazımızda, bir önceki yazımızda haberini verdiğimiz Ankara’nın en meşhur en eski caddesi olan Tunalı Hilmi caddesini anlatacağız. Her adımında farklı bir tarih taşıyan, Ankara’da yaşayan, yaşamayan herkesin en az bir kere de olsa gelip gezdiği, yolunun düştüğü bir yer Tunalı Hilmi Caddesi. Adım adım nerede ne var hepsini anlatacağımız bu serüvenimizde öncelikle caddeyi yakından tanıyalım. Ankara’nın Kavaklıdere semti, Çankaya ilçesine bağlı olan Tunalı Hilmi caddesi ismini TBMM üyesiTunalı Hilmi Bey’den alıyor. Tunalı Hilmi Bey 1871 yılında Bulgaristan’da doğmuştur. Kendisi Türkçülük ve Jön Türk hareketinin öncüleri arasında bulunan bir siyaset insanıdır. Tunalı Hilmi bey yenilikçi siyasetçiliğinin yanı sıra işçi, köylü ve kadın hakları savunucusudur. Zamanında kendisine ve ailesine yapılan siyasi baskılar nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri, İspanya ve Mısır’da yaşamak zorunda bırakılmış ve 2. Abdülhamit’in tahttan indirilmesinin ardından İstanbul’a geri dönmüştür. Bu denli önemli olaylara öncülük eden bir siyasetçi olması sebebiyle ismi Ankara’mızın bu güzide caddesine verilmiş. İki yanı çeşitli dükkanlarla çevrili, yıllara meydan okuyan pasajlara ev sahipliği yapan ve Ankara’nın en sembol parkı olan Kuğulu Park’ın da bulunduğu bu caddenin, ismini aldığı Tunalı Hilmi Bey gibi hareketli, yenilikçi ve her kesimi kucaklayıcı bir ruhu olduğunu söyleyebiliriz. Tunalı Hilmi caddesi trafiğe açık bir cadde dolayısıyla hem yaya hem araç trafiğinin yoğun olduğu bir cadde. Caddenin en başında meşhur Kuğulu Park'ı göreceksiniz. Kalabalığa, gürültülü caddeye adım atmadan Kuğulu’da oturup belir sıcak bir simitle keyif yapabilirsiniz. Alışveriş yapabileceğiniz farklı birçok mağaza, adım başı işlerinizi kolaylıkla halledebileceğiniz bankalar ve yıllardır hem lezzetiyle hem ismiyle caddenin simgelerinden olan kafe ve restoranlar bulunan uzun bir cadde burası. Fotoğraflarda da görebileceğiniz gibi bir çok bina yerini korumaya devam ediyor. Hatta eski adıyla Vakıflar Bankası yeni adıyla Vakıfbank bile aynı binada hizmet vermeye devam ediyor. Açıkçası bizi de en çok etkileyen bu oldu. Cadde neredeyse hala aynı cadde. O ruh, insanı ve enerjisi sanki hiç değişmemiş gibi. Elbette tek bir yazıda size Tunalı Hilmi’yi anlatmak yeterli olmayacağı için, adım adım caddeyi tanıtacağımız bir sonraki yazımızda bizimle beraber olmayı unutmayın.
Tunalı Hilmi'de Nerede Ne Var?
Kuğulu Park, Ankara'nın Kavaklıdere semtinde bulunan doğayla iç içe olabileceğiniz çok güzel bir park. Tunalı Hilmi Caddesi, Atatürk Bulvarı ve Polonya Caddesi'nin arasında bulunan Kavaklıdere, adını o bölgede bulunan kavaklardan ve Kuğulu Park’ın içinde akan dereden alıyor. 1958 yılında Ankara Belediyesi tarafından park haline getirilen yer uzunca bir süre rağbet görmemiş. Şimdilerde ise burası resmen Ankara’nın kalbi, gün içinde oldukça kalabalık. Sadece Ankara'da yaşayanlar değil başka illerden de yaz kış hatrı sayılır sayıda ziyaretçisi var Kuğulu Park'ın. 1973 yılında bu parkı Ankara halkına kazandırmak isteyen belediye başkanı Vedat Dalokay’ın yaptığı düzenlemelerle park nihayet hakettiği üne kavuşmuş durumda. Peki ya Kuğulu ismi nereden geliyor derseniz tabii ki parkın içinde yer alan kuğulardan. Parkın kurulduğu ilk senelerde Viyana belediyesi tarafından hediye edilen kuğularla adını Kuğulu Park olarak almıştır. Ancak kuğuların hikayesinin biraz acı bir tarafının da olduğunu öğrendik. Buradaki kuğuları Seğmenler Parkı’na götürmüşler ancak Kuğulu Park'a çok alışan kuğular geri dönmek için uçarken araba, bina ve ağaçlara çarpıp ölmüşler. Bunun üzerine Çin hükümeti hala Kuğulu Park'ta gördüğümüz siyah kuğuları göndermiş. Siyah kuğular Park'a ayrı bir hava katmış demekten kendimizi alamadık doğrusu. Gelelim biraz da yakın tarihe. 2007 yılında Park'ın yanına bir alt geçit yapılmak isteniyor ve bu da Kuğulu Park’ın kaldırılacağı hakkındaki dedikoduların halk arasında yayılmasına sebep oluyor. Bu girişimden önce halk da tedbirini alıp protestolarla Park'ın kaldırılma fikrine karşı çıkıyor. Yapılan protestolar amacına ulaşmış olacak ki bugün her yaştan her kesimden insanın keyifle vakit geçirdiği bir yer olmaya devam ediyor Kuğulu Park. Şimdilerde yirmi dört farklı kuş türü ile bizleri bekleyen parkta bir de kafeterya bulunuyor. Ayrıca Ümit Öztürk’ün 5 Ekim 2008'de tamamladığı eseri olan, caddenin de ismini aldığı Tunalı Hilmi Bey’in heykeli ve Muzaffer Ertoran tarafından 21 Aralık 2008 'de tamamlanan Öpüşenler adlı eser de parkın sanatsever ziyaretçilerini karşılıyor. Şehir hayatının ortasında, yemyeşil ağaçların, akan nehirin üzerinde ahenkle dans eden kuğuların arasında dalıp giderken buluyoruz kendimizi. Ee bu kadar nehir, ağaçlar kuğular demişken yavaştan karnımızın da acıktığını hissediyor ve Kıtır'a doğru yol alıyoruz.
Tunalı Hilmi’nin en eski mekanlarından bir tanesinde karnımızı doyurmaya geldik. Burası sanki değişen zamana karşı direnerek yılların tecrübesi ve samimiyetiyle kucakladı bizi. Ahşaptan yapılmış masa ve sandalyeler bizleri yıllar önceki Türkiye’ye götürdü. Havalandırmaları ve pervaneleri bile o zamandan kalmış. Biz buraya gelmenin heyecanıyla tüm gördüklerimizi sizinle paylaştık ancak gelelim biraz da Kıtır'ın tarihine. Demiştik ya burası gerçekten Ankara’nın en eski restoranlarından bir tanesi. Hatta o kadar eski ki kırk senedir aynı yerinde duruyormuş. Mekan sahibiyle ettiğimiz muhabbette burasının kendileri için babadan oğula geçen ve korumak istedikleri bir miras olduğunu söylediler. Emanete bu kadar sahip çıkmaları, lezzet sırlarını seneler boyunca nasıl koruyup gelecek nesillere aktardıklarını gösteriyor. Gelelim menülerine, burada yiyebileceğiniz çeşit sayısı çok fazla. Sandviçlerden kokoreçe, pizzadan kızarmış tavuğa kadar birçok farklı yemeği bulabilirsiniz. Fiyatları on ile otuz üç lira arasında değişiyor. Ne çok ucuz ne de çok pahalı diyebileceğimiz bir mekan. Ayrıca her gün 9.30 ile 20.30 arasında hizmet vermeye devam ediyor. İçeceklerde ise hem alkollü hem de alkolsüz seçenekleriyle gelen tüm müşterilerinin isteklerini fazlasıyla karşılayan bir yer Kıtır ama bizim size naçizane önerimiz buraya gelip kokorecini tatmadan gitmeyin. Gerçi buralara gelen ziyaretçilerin değerlendirmelerine göre, en çok etkilendikleri şeyin ambiyans olduğunu öğreniyoruz. Siz de eğer kırk senelik tecrübesiyle ve modern zamana ayak uydurmayan mekan dizaynı ile kendinizi anne babanızın hatta belki onların anne ve babalarının gençliğindeymiş gibi hissetmek isterseniz size hemen Kıtır'a gitmeyi öneriyoruz. Karnımız doydu peki ya ruhumuz? Hazırsanız turumuza Çankaya Sahne ile devam ediyoruz..
Gelelim Çankaya Sahne’ye. Tunalı Hilmi’nin biraz yukarısına çıkınca, Ankara'ya ve bütün Ankaralı sanatseverlere kazandırılan Çankaya Sahne'yi görebilirsiniz. Sahne, Bizim Evin Halleri ile eskiden herkesin evine konuk olmuş kıymetli oyuncu Mehmet Atay tarafından 2019'da kurulmuş. Bizim de burayla ilk tanışmamız henüz korona yokken, arkadaşımız Cansu Akgöz'ün "Mihriban" karakterini canlandırdığı "Toros Canavarı" adlı tiyatro prömiyerini izlemeye gelmemizle oldu. Tiyatronun sahibi de oraya o kadar sahip çıkıyor ki her oyunu bizzat izlemeye geliyor. Biz de oyun sonunda onunla sohbet etme fırsatı yakalamıştık. Mehmet Atay dedi ki "Tunalı Hilmi çocukluğundan beri benim için çok önemli bir yer ve Çankaya Sahne'nin tekrar aktif bir sanat merkezi haline gelmesinden dolayı çok mutlu oldum". Tiyatroya gözü gibi bakıyor Mehmet Atay. Gelelim biraz da buranın tarihine. Burası öncesinde tiyatro iken daha sonrasında diskoya dönüştürülmüş bir binaymış. Bir gün Mehmet Atay binanın önünden geçerken burası dikkatini çekiyor. Çıkabilecek masraflardan dolayı maliyetlerin yüksek olmasından korksa da camda yazan numarayı arıyor. Günlerce yapılan toplantılar, sabırla beklenilen tadilatlar ve zor da olsa karşılanan maliyetler meyvesini veriyor ve Ankara'ya, sanatın kalbinin attığı yeni bir yer kazandırılmış oluyor. Binanın eski mimarisi bozulmadan dekorasyonunu ve iç dizaynını kendi oğullarıyla birlikte yapmış Mehmet Atay. Yani her taşında bir emek var diyebiliriz Çankaya Sahne'nin. Beş yüz kişilik izleyici kapasitesi olan tiyatro, Ankara’nın sanatı doruklarda yaşayabileceğiniz mekanları arasında yer alıyor.
Çankaya Sahne'den çıktıktan sonra rotamızı Atatürk Bulvarı ileİran Caddesi arasında kalan Seğmenler Parkı’na çeviriyoruz. 1983 yılında açılan ve ziyaretçilerinin keyifli vakit geçirmesi için tasarlanan bir park burası. Günün 14 saati açık Seğmenler Parkı yani neredeyse istediğiniz her an gidebilirsiniz. Parka girerken herhangi bir ödeme yapmanıza gerek yok. Belirlenmiş bir yaş sınırı da yok. altmış yedi bin metrekare alanı kaplayan parkın içerisinde çocuk parkı, havuz ve amfi tiyatro bulunuyor. Dolayısıyla parkta ufak çaplı gösteriler ve konserler de düzenlenebiliyor. Parka ilk girdiğinizde buranın tadının ancak yaz aylarında çıkabileceğini düşünebilirsiniz fakat emin olun kışın da bambaşka bir atmosferi var Seğmenler'in. Yani kısaca mevsimi olmayan bir yer diyebiliriz. Seğmenler Parkı da Kuğulu gibi içinde uzun kavaklar ve şırıl şırıl akan bir nehri barındırıyor içinde. Şehrin boğucu havasından kaçıp temiz havayı içinize çekebileceğiniz, akan nehrin şırıltısıyla dinlenebileceğiniz çok keyifli bir yer.
Bugün sizlere stresten uzak yeşillikler ve kuğular içerisinde bulunabileceğiniz Kuğulu Park’ı ve Seğmenler Park’ı ve koronadan sonra ilk fırsatta özlediğimiz hayatımıza tiyatroya giderek dönebileceğimiz Çankaya Sahne’yi tanıttık. Tabii acıkacağınızı da unutmadık ve Ankara’nın en eski restoranlarından bir tanesinde de sizler için yemekler tadıp menülerini tanıttık. Ancak hepsi bu kadar değil biliyorsunuz ki Tunalı Hilmi anlatmakla bitmez biz de size anlatmaya devam ediyoruz.
0 Comments
Leave a Reply. |
YazarlarZeynep Büyükmanav |